Haberler

Ekoloji, Tekstil ve Yavaş Moda

İstanbul Ticaret Üniversitesi Çevre ve Doğa Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi iş birliği ile “Ekoloji, Tekstil ve Yavaş Moda” Paneli gerçekleştirildi.

Küçükyalı Yerleşkesi’nde düzenlenen panelde Ekoloii alanından Prof.Dr. İdris Oğurlu, Moda Tasarımı alanında Dr. Gönül Paksoy, Tekstil Tasarımı alanında Doç. Dr. Vildan Tok Dereci, Doç. Dr. Irmak Bayburtlu Çetinsoy ile dokuma sanatçısı Gül Bolulu ve Tekstil Mühendisliği alanından Prof. Dr. Nigar Merdan ile Prof. Dr. Emine Dilara Koçak; Dr. Öğr. Üyesi Sema Hatun Türker moderatörlüğünde bilgilerini paylaştılar.

“İHTİYAÇLARINI AZALT BAŞIN DİK OLSUN”

İstanbul Ticaret Üniversitesi Çevre ve Doğa Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İdris Oğurlu konuşmalarında ekoloji ve çevre ile ilgili bilinmesi gereken önemli kavramlara değinirken, doğada var olan kaynakların önemi ile insan kaynaklı çevre sorunlarına değindi. Prof. Dr. Oğurlu, doğada üretim ve yaşamın genel ilkelerinden bahsederken doğal bir çevrede olmanın basit ilkeleri üzerinde durdu. Prof. Dr. İdris Oğurlu konuşmasında insanın verdiği zararı ve kirliliği azaltmanın tek yönteminin bireysel sorumlulukların kazanılmasına bağlı olduğunu, gerçek ekonomi kaynaklarının gerçek ihtiyaçlar için karşılanmasını, artık kanaat etme zamanının geldiğini, dünyanın ve insanlığın geleceği için gerçek ihtiyaçlar ile suni isteklerin ayrılması gerektiğini vurgularak yetinme seviyesine geçilmesini önerdi.

“ÇOK FAZLA DOĞAL KAYNAK TÜKETİMİ​”

Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nigâr Merdan da çevre ve doğal kaynakların tüketiminde tekstilin bir numaralı suçlu olduğunu belirtirken Pamuk tarımının, dünyadaki pestisit satışlarının % 4,7’sini ve böcek ilacı satışlarının %10’unu oluşturduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Merdan, pamuğun masum olmadığını Tekstil ve Moda endüstrisinin üretim ve tüketici kullanımında önemli oranda tekstil atıkları oluşturduğunu önemle vurguladı. Tekstil boya, apre ve sanayisinin oluşturduğu zararları anlatan Prof. Dr. Merdan, dijital pasaportların firmalar ve tüketiciler için zorunlu hale geleceğini belirtti.

“DOĞADA ATIK YOKTUR”

Doktora konusu “Bazı Bitkilerin Doğal Boyar Madde Kaynağı Olarak Kullanılması” olan Dr. Gönül Paksoy ise atölyesinde üretimlerin hala geleneksel yöntemlerle yürütüldüğünü, özellikle atölyesinde kâğıt dahil her atığın değerlendirildiğini belirtti. Dr. Paksoy; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi’nde adını kendisinin koyduğu, YÖK tarafından onaylanmış “Tekstilde Sürdürülebilir Tasarımlar” dersini uzun yıllardan beri verdiğini hatırlatarak, burada meselenin atıktan tasarım yapmak olmadığını atığa nasıl bir bakış açısının getirildiğinin önemli olduğunu vurguladı. Dr. Paksoy, 2024 yılında açtığı “Doğada Atık Yoktur” sergisinde atık bitkiler ve diğer canlıların deri, pul vs. ile nasıl bir tasarıma dönüştürdüğünü aktardı.

GENÇLER BİRBİRİNE BENZEDİ

Dr. Paksoy, gençlerin giyim-kuşamlarına dikkat etmesi gerektiğini belirterek son yıllarda herkesi aynı gördüğünü çünkü kimsenin bir stilinin olmadığını, eskiden Nişantaşı, Beyoğlu gibi bölgelerde insanların giyim-kuşamlarını sergilediğini hatırlattı. Dr. Paksoy, kadın ve erkek giyiminin birbirine karıştığının altını çizdi. Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Dilara Koçak da öncelikle bir proje kapsamında İtalya’da geçirdiği 1 yılı ve projelerini aktardı. Sürdürülebilirliği giyilebilir tekstiller üzerinden aktaran Koçak, şu anda Vestel ile bir proje yürüttüklerini ve doğada yok olabilir, çevreci LCD ekran geliştirdiklerini söyledi. Sürdürülebilirliğin yolunun yenilikçi ve doğayla uyumlu malzemeler üretmekten geçtiğini Koçak, Avrupa’nın bize sağladığı fonları projelerle geri almamız gerektiğinin üzerinde durdu.

“ORTAK GELECEĞİMİZ”

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vildan Tok Dereci ise  “ortak geleceğimiz” kelimelerinin grafik tasarımda farklı yazılımını göstererek hepimizin aynı gezegende bulunduğunu aslında ortak bir derdin ve sorunun olduğunu söyledi. Dolayısıyla sürdürülebilirlik ile ilgili çok “dertlendiğini” ve bu derdi çalışmalarına nasıl yansıttığını açıkladı. Doç. Dr. Dereci, 2016 yılında geliştirdikleri “Bezce” projesinde geleneksel kumaşlar kullanılarak endüstriyel yöntemler uygulamadan üretilen giyim parçalarını ve “sandık izi” sergisinde çeyiz sandıklarında kalan çeyizlikleri nasıl değerlendirdiğini gösterdi.

“DOĞANIN GİZLİ LİFLERİ”

Marmara Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümlerinde dersler veren Dokuma Sanatçısı Gül Bolulu ise kendi sanat yolculuğunu dinleyicilere aktarırken doğayı sanata nasıl çevirdiğini anlattı. Sanatçı sürdürülebilirliği bilmeden 90’lı yıllardan beri doğal malzemelerle çalışmaya başladığını ifade etti. Sanatçı, çevresinde gördüğü havuzdan çıkarılmış bir yosun, deniz kenarındaki kırmızı agler ve yabani hurma gibi ezilmiş veya bir kenara atılmış bitkileri eserlerinde bir malzeme haline getirdiğini görselleri ile paylaştı. Ayrıca kullan-at ürünlerden ziyada geri dönüşümü hayatında bir ilke olarak uyguladığını belirten sanatçı, atılmış mobilyaları birtakım tamir işlemleri ile geri dönüştürüp kullandığını, tüketmekten vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR MODA”

İstanbul Ticaret Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Irmak Bayburtlu Çetinsoy da moda kelimesinin içeriğinin tam olarak bilinmediğini ve öncelikle “moda nedir” sorusunu iyice açıklamak gerektiğini belirtti. Çetinsoy, Günümüz koşullarında endüstriyel gelişmelere meydan okumanın imkânsız olduğunu, dönen tüketim çarkının kırılmasının zor olduğunu ancak giyim kavramının net ve anlaşılır bir şekilde oturtulmasının bu çarkı yavaşlatabileceğini açıkladı. Çetinsoy ayrıca bilinçli bir moda tüketicisinin olmadığını bunun oluşturulması için markalaşmanın ve tüketim davranışlarını insanlara yeniden bir bilinç olarak verilmesi gerektiğini savundu. Dinleyicilerin büyük zevkle dinlediği panel panelist hocaların geleneksel, kültürel kodların kullanılması, kültürel tarzların geri kazandırılması, tekstil ve moda tasarım bölümlerinde geleneksel unsurların daha çok işlenmesi ve gelecek nesle temiz bir ekosistem bırakılması çağrısı ile son buldu.

DİĞER Haberler

11 Kasım 2021
Çevre ve Doğa Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi
×