Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Rıdvan Şentürk’e sorduk
Görsel İletişim Tasarımı; öğrencileri araştırmacı ve eleştirel düşünceyle donatan bölüm, teorik ve pratik eğitimleriyle mezunlarını iş dünyasına hazırlıyor. Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Şentürk, bölümün sunduğu kapsamlı lisans ve lisansüstü programları, öğrencilere sağladığı geniş kariyer olanakları ve güçlü sanayi iş birlikleri hakkında bilgi verdi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Şentürk, Görsel İletişim Tasarımı Bölümüne dair sorularımızı cevapladı.
Görsel İletişim Tasarım Bölümünün programları ve bu programların öğrencilere katkıları nelerdir?
Bölümümüzün lisans programı Görsel İletişim Tasarımı adını taşıyor. Görsel İletişim Tasarımı Bölümünde lisans eğitimi veriyoruz ve öğrencilerimizi aynı zamanda hem bir yandan hayata, bir yandan da istekli olanlar ve başarılı olanların hatta lisansüstü programları hazırlamaya çalışıyoruz. Lisansüstü programlarımız da Sinema Yüksek Lisans Programı ile Sinema Doktora Programı adını taşıyor. Sinema Yüksek lisans Programı’nda da Sinema Doktora Programı’nda da her biri kendi seviyesinde olmak üzere Türk sinemasının tarihini, dünya sinemasını, dünya sinemasıyla olan Türk sinemasının ilişkisini, edebiyatla ilişkisini, diğer dallarla ilişkisini, günümüzün çağdaş meseleleriyle olan ilişkisini, cinsiyet meseleleriyle ilgilisi, beden diliyle ilişkisi bakımından estetik ve sanat tartışmaları çerçevesinde sorgulayıcı, eleştirel bir bakış açısını geliştirmeye çalışıyoruz. Her iki programda da bununla ilgili uygun hem hocalarımızın da yetkin çalışmalarının katkı sağladığı programlarımız var, ders içeriklerimiz var. Esas aldığımız konu, aktarmacı, bilgi aktarmacı eğitim sisteminden daha çok araştırmacı ve sorgulamacı eleştirel bakış açısını öne alan öğretim anlayışına geçmeye çalışıyoruz. Yani bilgi aktarmacı eğitim sisteminden ve anlayışından mümkün olduğunca uzaklaşmaya, tartışmayı ve sorgulamayı öncelemeye çalışıyoruz.
Öğrenciler neden Görsel İletişim Tasarım Bölümünü tercih etmeli?
Eğer o öğrenci sanata, düşünmeye, estetiğe, sanatın sosyal ve kültürel ve politik etkilerine ilgi duyuyorsa, sosyal konularda, estetik ve sanatla ilgili konularda düşünmeyi seviyorsa, yetenekleri varsa, grafik çalışmaları, kısa film çalışmaları, video tasarımları, resim tasarımları, reklamcılıkla ilgili alanlarda yetenekleri az buçuk varsa ve seviyorsa bu alanı, o zaman ilgi duyabilir. Öncelikle birinci şartımız bu alanları sevmesi. Bu sevgi varsa ilgi de zaten kendinden doğacaktır ve o zaman onlara bizim bölümün programının onlar için uygun olduğunu düşünürüz. Çünkü biz bizim bölümlerimizde görsel iletişim hemen hemen bütün ilgili konularına, araştırma konularına ve eser üretim alanlarına eğilmeye, yönelmeye çalışıyoruz. Grafikten reklamcılığa, fotoğrafçılığa, video tasarım uygulamalarına, efekt tasarımlarına, ses, yapay zekâ ses tasarımı, yapay zekâ uygulamalarına varıncaya kadar. Ve aynı zamanda tabii ki bütün bu alanların elbette bir de düşüncesi, felsefi tarafı da var. İletişimin kendine göre teorisi tartışması gereken sosyal, kültürel boyutları var. Bunları da aynı zamanda pratik uygulama imkanları verirken teorik kısımlarını da tartışıyoruz. Böylece öğrenciler birçok alanda kendilerine uğraşı imkânı bulabiliyorlar ve meslek imkânı da aynı zamanda bulabiliyorlar. Yani normalde bölümler standart olarak hangi adı taşıyorsa o ad altında meslek imkânı sunarlar. Mühendislik, mimarlık vs. gibi. Ama bizim alanımız öyle değil. Bizim alanımız çok iç içe birbirine geçmiş alanlardan müteşekkil bir alan. Görsel iletişim, hareketli görüntüler ve sabit statik görüntülerin birlikte düşünüldüğü bir alan. Senaryodan grafik tasarımcılığına, reklamcılığa, fotoğrafçılığa, eleştirmenliğe, bir film setinde ışıkçılığa, yönetmenliğe varıncaya kadar birçok meslek imkânı sunuyor. Birçok alanda çalışma imkânı sunuyor. Bu açıdan bakıldığında, diğer bölümlerle karşılaştırıldığında bizim Görsel İlişkim Tasarım Bölümünün öğrencilerine birden fazla çalışma meslek imkânı sunması bakımından bir ayrıcalığı olduğunu düşünüyorum.
Görsel İletişim ve Tasarım Bölümü öğrencileri iş dünyasına nasıl hazırlanıyor?
Mezuniyet sonrası kariyerlerine iki türlü bakıyoruz. Birincisi bu işin pratik tarafı, ikincisi de teorik, bilgi tarafı. Genellikle eskiden malum olduğu üzere üniversiteden mezun olmuş öğrencilere çok müsbet bakılmazdı. Yani bunlar daha çok işin teorisini bilirler, uygulamada eksik olurlar. Alaylı diye tarif edilen sektörün kesimlerinden yani küçük yaştan itibaren bu mesleklerin içerisine girmiş ve sektörde yetişmiş insanlar daha çok tercih edilir. Üniversite mezunları daha çok çırak muamelesi görülür. Yani bunlar tamam bir şeyler öğrenmişler teorik vesaire ama pratik uygulamaları bunların çok yoktur. Bunlar hani aramıza girse bile uzun bir süre belki bize yardımcı rolünde ancak hizmet edebilirler ve piştikleri oranda uygulamalar süresince piştikleri oranda da belki meslekte ilerlemelerine müsaade ederiz diye bakılıyor idi. Biz teorik derslerimiz var elbette ama %50 veya %50’den daha fazla bir oranda da uygulamalı derslerimiz var. Bu derslerin de çoğaltılması taraftarıyız ve bunu epeyce uzun bir zamandır yapıyoruz. Grafik tasarım alanından reklamcılığa, video uygulamalarına, sosyal medya alanındaki uygulama alanlarına ve animasyona varıncaya kadar birçok ders çeşitliliği ve içerik çeşitliliği sunuyoruz ve bunu hem televizyon stüdyomuzda, hem laboratuvarlarımızda, hocalarımızın eşliğinde uygulatmaya, pratik beceriler kazandırmaya öğrencilerimizle çalışıyoruz. Bu açıdan uygulamalı derslerimizin çokluğu ve çeşitliği bakımından iddialı olduğumuzu söyleyebilirim. Bu yönüyle öğrencilerimizi direkt sektöre, akademik hayata ilerlemeyi düşünmeyen, mesleğe atılmak isteyen öğrencilerimize, sektöre doğrudan hemen katılabilme imkanını vereceğimizi, o yetenekleri, becerileri kazandırabileceğimizi düşünüyorum. Ama bir de tabii ki akademiyi düşünen öğrencilerimiz de oluyor. Yüksek lisans yapmak isteyen, doktor yapmak isteyen öğrencilerimiz de oluyor. Onlara da pratik becerilerin yanında bu sefer daha çok teorik bilgileri, bu alanla ilgili tartışmaları, sorgulaması gereken yanlarını göstermeye çalışıyoruz meseleleri. Düşünen insan profili aynı zamanda amaçlarımızdan bir tanesi programımızın. Kendi düşünen, sorgulayan, araştıran ve kendi tezlerini ortaya koyan insan, akademisyen, düşünen adam profilini de yakalamaya çalışıyoruz.
Görsel İletişim Tasarım Bölümünü İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde okumanın avantajları nedir?
Görsel İletişim Tasarım Bölümü okumanın avantajları sosyal medyadan 3D animasyon programlarına, fotoğraftan grafik tasarımlara ve kısa film video uygulamalarına varıncaya kadar birçok alanda hem teorik hem pratik bilgiler edilebilme imkanını sunmuş olması. Aynı zamanda kendi içerisinde entegre edilebilir olması. Eskiden biliyorsunuz üniversiteye giden herkesten belirli bir alanda uzmanlık istenirdi. Üniversiteye gidemeyen, kalifiye olamayan gençler iş bulmaya gittiklerinde ne yaparsın diye sorduklarında eğer kalifiye olduğu bir alan yoksa “Her şeyi yaparım abi” derlerdi ve iş bulamazlardı. Fakat devir değişti artık. Şimdi artık özellikle bizim gibi medya alanında öğrenci yetiştiren bölümlerden mezun olanların her şeyi yapabilirim, her şeyi yaparım demesi gerek. Ben sadece ışık bilirim, ben sadece fotoğraf çekmeyi bilirim demek yetmiyor. Bunların birçoğunu bilmek gerekiyor ve bunlar arasında da entegrasyonu, aralarındaki ilişkiyi kurabilmek, buradan yeni kombinasyonlar üretebilmek gerekiyor. Büyük şirketler, büyük reklam şirketleri, film şirketleri, televizyonla ilgili alanlardaki prodüksiyon şirketleri işe almak istedikleri öğrencilerden ya da kişilerden birden fazla alanda yetkin olmalarını istiyor. Tek bir alanda yetkin olmak onlar için artık yeterli değil. Hele yapay zekâ programlarının geliştiği ve gelişmekte olduğu ve çok yakın bu sürede hızla gelişeceği bir dönemde tek bir alanda bir şeyler yapabiliyor olmak çok bir şey ifade etmeyecek. Biz de bu zamanın şartlarına ve gelecekte teknolojik gelişmelerin bize gösterdiği ufka bakarak bu çok yönlülüğü öğrencilerimize kazandırmaya çalışıyoruz.
Görsel İletişim Tasarım Bölümü iş birlikleri ve partnerliklerinin öğrenci ve akademisyenlere faydaları nelerdir?
Birincisi zaten malum olduğu üzere biz İstanbul Ticaret Odası’nın üniversitesiyiz. İstanbul Ticaret Odası’nın kendi elbette dünyanın en büyük odalarından bir tanesi ve sayısız sektörü kendi içerisinde barındırıyor. Buralarda hem staj yapma hem başarılı öğrencilerimizin irtibat kurarak iş bulma imkanları kayda değer mutlaka. Ama onun dışında ayrıca biz bir takım büyük firmalarla reklam, film üretimi, sosyal medya alanlarında etkin büyük firmalarla da iş birliği yapıyoruz. Bu iş birliğimiz sayesinde öğrencilerimiz şimdiye kadar bu türden tecrübelerimiz var. Yani bu bir ihtimal değil. Olmuş, gerçekleşmiş bir şeydir. Hem staj imkânı orada bulunuyorlar hem de staj süreleri boyunca eğer çok gerçekten kendilerini ispatlayabilirlerse yeteneklerini, becerilerini orada iş bulma imkanını yakalayabiliyorlar. Ayrıca irtibatlı diyalogda halinde olduğumuz başka animasyon şirketleri, televizyon alanında prodüksiyon yapan şirketler, sinema filmleri alanında çalışan şirketlerle irtibatlarımız var. Çok yetenekli, seçkin öğrencilerimizi oralara yönlendiriyoruz. Piyasaya kazandırmaya çalışıyoruz.
Görsel İletişim Tasarımı Bölümü eğitimlerinde teknolojinin rolü nedir?
Günümüzde artık sadece bizim alanlarda değil, diğer alanlarda da teknolojiden azade, teknolojiyi dikkate almak için eğitim, üretim yapmak, meslek hayatında bir yerlere gelmek, yenilik ortaya koymak artık pek mümkün değil. Bilgisayarın kendisinin bütün öğrenme faaliyetlerin, teknik ve sanatsal etkinliklerin, üretimlerin merkezine dönüştüğü, merkezi haline geldiği, yani bilgisayarsız hiçbir şey üretemediğimiz bir dünyada teknolojiyi göz ardı etmek elbette akıllılık olmaz. Bir de bunun üstüne şimdi bilgisayardaki yazılım programlarının üzerine yapay zekâ ekleniyor. Yapay zekâ ile birlikte bilgisayarın da işlevi ve niteliği değişecekmiş gibi gözüküyor. Fotoğraftan grafik animasyonlara varıncaya kadar sabit ve hareketli bütün görüntülere, metin diline, sese ve müziğe varıncaya kadar her şey üzerinde oynanabilir ve yeniden üretilebilir hale geliyor. Bunların bize gelecekte hem düşünce dünyamıza hem sanat dünyamıza neler getireceğini hep birlikte tabii ki tartışacağız, göreceğiz. Ama bu şu demektir, üniversite bölümlerinin ki bizim bölümümüzde başta olmak üzere bu gidişata uyum sağlaması ve bu imkanları mutlaka değerlendirmesi ve müfredatına entegre etmesi şarttır. Biz de bu çabaya içerisindeyiz.
Görsel İletişim ve Tasarım Bölümü gelecek hedefleri nelerdir?
Öncelikli hedefler hızlı gelişen teknolojik yeniliklerin takibini çok iyi yapmak. Çağımız nereye gidiyor? Dünya nereye gidiyor? İnsanlık nereye gidiyor? İletişim sektörü televizyonuyla, sosyal medyasıyla, sinemasıyla nereye doğru evriliyor? Yeni gelişen, yapay zekâ gibi teknolojik yenilikler bu yönelişte nasıl belirleyici bir rol oynayacak? Bütün bunların hepsini önceden görmek, tasarımlamak, dikkate almak ve hem müfredatı hem de ders içeriklerini buna uygun şekilde güncellemek, öğrencilerimizin çağın nabzını yakalamasına imkân sunmak.