İLETİŞİM FAKÜLTESİ HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK
Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Nurettin Güz’e sorduk

Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Nurettin Güz’e sorduk

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Teknolojik yeniliklere ayak uyduran eğitim programı ile geleceğin iletişim uzmanlarını yetiştiriyor. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurettin Güz, bölümün misyonu, vizyonu, sunduğu olanaklar ve öğrencilerin iş dünyasına nasıl hazırlandıkları hakkında bilgiler verdi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Prof. Dr. Nurettin Güz, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümüne dair sorularımızı cevapladı.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünün misyonu ve vizyonu nedir?

Bölümümüz iletişim alanıyla ilgili eğitim veren kurumlardan bir tanesi. İletişim eğitimiyle ilgili olarak yaklaşık üç çeyrek asra yakın bir geçmişi var. Bu çerçevede Halkla İlişkiler ve Reklamcılık önemli bölümlerden bir tanesi, ana bölümlerden bir tanesi. Halkla ilişkiler ve reklamcılık alanına bizim öğrencilerimizi hazır hale getirmek, o çerçevede öğrencilerimizi eğitmek, teorik ve uygulamaları alanlarda öğrencilerimizi donanma kılmak, vizyon olarak da 21. yüzyıl her şeyin yaşandığı, hızlı değiştiği bir dönem. Öğrencilerimizi geleceğe yönelik olarak hazırlamak. Malumunuz enformasyon çağını yaşıyoruz. Enformasyon çağında küresel boyutlu olarak toplumlar bireyselleşiyor, kurumlar çoğalıyor. Birey olarak birçok ihtiyaçlarımız var. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü bu anlamda önemli bir boşluğu dolduracak. Bizim öğrencilerimizi buna yönelik olarak yetiştirmeyi planlıyoruz.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünün programları ve bu programların öğrencilere katkıları nelerdir?

Aslında iletişim eğitimi olarak baktığımız zaman iletişim eğitimi Türkiye’de ve dünyada hem teorik hem uygulamalı eğitim olarak dikkati bizi çeker. Yani sektörle, fakülteler, akademik dünyanın bir araya gelmesi önemli. Geçmişten beri hep şikâyet eden konu bu. Bizim amacımız bölüm olarak, bir teorik olarak iyi bir biçimde öğrencilerimizi bilgili kılmak, eğitmek. İki, uygulamalı alanlarıyla öğrencilerimizi sektöre hazırlamak. Buna yönelik olarak planlıyoruz, düşünüyoruz. Yani fakültemizin altyapısı uygun. Hakikaten İstanbul Ticaret Üniversitesi özellikleriyle iletişim alanında, içinde bulunduğumuz stüdyoda dahil çok güzel imkanlar sunuyor öğrencilere. Ben farklı fakültelerde görev yaptım. Televizyonlar kurduk, radyolar falan da kurduk. Ama İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin elindeki imkanların hiçbir üniversitede olmadığını söylesem çok abartılı davranmış olmam. Bu da bizim gücümüz, bu da bizim büyüklüğümüz, bu da bizim önceliğimiz. Özellikle öğrenci arasından gerçekten önemli. Yani geldikleri zaman görecekleri arkadaşlarımız. Bu noktada biz iletişim eğitimi verirken hep uygulamanın noktasında sıkıntı çektik. Alan yok, sektöre gönderdiğiniz zaman öğrencileriniz zaman zaman sorunlarla karşılaşabiliyor ama fakülte olarak, bölüm olarak biz kendi içimizde bu sorunları, bu problemleri çözebiliyoruz, uygulama yaptırabiliyoruz. Bu çok önemli bir konu.

Öğrenciler neden Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünü tercih etmeli?

Küreselleşen dünyada tabii bu ulusal sınırlar kalktı öğrenciler özellikle gençler arasındaki ülkeler arasında bir hareketlik sağlanıyor. Sektörler değişiyor. Yeni meslekler geliyor. Ama şunun altını çizmek gerekir ki iletişim eğitimi önemini artırarak devam ediyor. Yani biz 20. yüzyılda bu gazeteler, radyo, televizyon, halkla ilişkiler, reklam falan derken 21. yüzyılda malumunuz yeni medya, dijital ortamlar aldı başını götürdü. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz dünyada sektör şunu istiyor; bir, kurumsal olarak halkla ilişkilere olan ihtiyaç son derece arttı. İki, reklam malumunuz tek boyutlu hale gelen dünyada ticaret, uluslararası ticaret reklamsız olmaz. Reklam bu işin önemli parçalarından bir tanesi ki çağımızla ilgili bir diğer unsur artık bu halkla ilişkiler alanıyla ilgili olarak bireyler danışmanlık alıyor. Örneğin, eğer kamuoyunda popülerseniz, ekonomik gücünüz iyiyse, ya da ben de topluma kendimi tanıtmak istiyorum diyorsanız mutlaka ne yapıyorsunuz? Bir iletişim danışmanına ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu noktada gerçekten iletişim alanı ve özellikle halkla ilişkiler ve reklam alanı son derece önemli, popüler. Geleceğin mesleklerini sayarlar zaman zaman farklı kurumlar. Geleceğin meslekleri içerisinde halkla ilişkiler ve reklam alanı gerçekten önemli. Önü açık, yani bazı meslekler mesela yok olma ya da azalıyor ama halkla ilişkiler ve reklam alanıyla ilgili olarak azalma diye bir artış söz konusu oluyor.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencileri iş dünyasına nasıl hazırlanıyor?

Yüksek öğretimde hangi alanda olursa olsun bir akademik eğitim önemli. Akademik olarak güçlüyseniz bir sıfır önde başlarsınız mücadeleye. İki, alana göre eğer uygulamalı bir alanda eğitim alıyorsanız, veriyorsanız o uygulama alanını öğrencinize açmanız gerekiyor. Şimdi yıllardan beri biz biliyoruz ki uygulama alanı, iletişim alanının uygulama alanı neresidir? Sektördür, biz buna yönelik olarak İstanbul malumunuz dünyanın göz bebeği bir şehir. Nüfus potansiyeli fazla. Medya kuruluşlarının büyük bir bölümü burada. Ticaretin büyük bir bölümü burada. Dolayısıyla iletişim alanında eğitim alan öğrenciler için uygulama fırsatları açısından son derece önemli bu durum. Biz Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü olarak, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin bir bölümü olarak; bir, bu noktada sektörle iş birliklerimiz var. Yani öğrencilerimizi alanda uygulamalı eğitime, staja gönderiyoruz. Burada İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin bir avantajı var. Belki diğer üniversiteler kıskanacak ama İstanbul Ticaret Odası 700 bin üyeyle dünyanın en büyük sivil toplum örgütlerinden bir tanesi. Biz de onun üniversitesiyiz. Dolayısıyla bizim uygulamalı alanlar olarak, staj olarak, diğer alanlar olarak büyük bir avantajımız var. Öğrencilerimizin yetiştirilmesi için bu son derece önemli. İki, burada İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin sağladığı imkanlar çok yoğun. Eğer öğrencimiz mesela stajı üniversitemizle yapmak istiyorsa biz diyoruz ki hay hay buyurun bizim buradaki uygulamalı birimlerimizle öğrencilerimize staj yaptırıyoruz. Bu bizim için büyük bir avantaj. Uygulama alanları arasından bir sorunumuz yok. Artımız var, fazlamız var. Bunun da altını çizmekte yararlar.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünü İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde okumanın avantajları nedir?

Türkiye’de sayıları 80’e varan İletişim Fakültesi var. Her biri akademik eğitim veriyorlar. İletişim eğitiminin 1950’li yıllarda başladığını düşünecek olursak bugüne kadar geçen süre içerisinde birçok fakülte kuruldu. Farklı bölümler olarak eğitim veriyorlar. Ama burada iletişim eğitimiyle ilgili olarak neyi verirsiniz? Bir, akademik kadronuz. İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü olarak akademik kadromuz iyi. Alanda yetişmiş uzman arkadaşlarımız var. Bu noktada işin felsefesini öğretiyorlar, işin teorik boyutunu öğretiyorlar. Bu bizi güçlü kılıyor diğerlerine, nazaran. İki, iletişim eğitiminin uygulama alanı önemli ki 80 civarında olan bu fakülte sayısına baktığınız zamanki bazıları öğrenci almıyor. Bu noktada uygulama alanı yaratabilen kaç fakülte var?
Eğer iletişim eğitimini uygulamalı olarak almak istiyorsanız İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünü mutlaka tercih etmeniz gerekir diye düşünüyorum. Niye? Mutlaka teorik eğitimi diğer üniversitelerimize veriyor ama uygulama noktasında biz diğerlerinden fazlayız. Akademik kadrimiz son derece güçlü. Bu noktada öğrencimizi iyi bir biçimde yetiştireceğiz, yetiştiriyoruz diyebiliyoruz.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Ar-Ge Faaliyetleri ve bu faaliyetlerin topluma faydaları nelerdir?

Akademik olarak iletişim eğitimi sürekli olarak gelişiyor. Akademik dünyaya ilişki olarak, malumunuz üniversitelerin sıralaması var, eğitim öğretimin yanında araştırmalar var, projeler var, makaleler var, diğer yayınlar var. Bu noktada arkadaşlarımız gerçekten güzel çalışmalarla eserler ortaya koyuyorlar. Sektörle ilgili olarak da yine bu noktada geleceği okuyan bir fakülteyiz, üniversiteyiz. Eğitim-öğretim programımızdan öğrencimizin alacağı donanıma kadar sadece 2024’ün Türkiye’sinin dünyasını değil, 2030’lu, 2040’lu yıllarda dünya nereye gidiyor, iletişim alanı nasıl olur, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık alanı ne diye evrilir, bunları dikkate alıyoruz. Bu noktada eğitim programımızı da bu çerçevede düzenledik, düzenliyoruz. Bu noktada bizim avantajlı olduğumuzu, diğerlerinden farklı olduğumuzu düşünüyorum. Bu çerçevede fakültemiz tercih edilecek, bölümümüz tercih edilecek bölümlerin başına geliyoruz.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü iş birlikleri ve partnerliklerinin öğrenci ve akademisyenlere faydaları nelerdir?

İş birliği olarak İstanbul’dayız, sektörle iç içeyiz. Bir bunun altına çıkmakta yarar var. Stajı olsun, diğer araştırma imkanları olsun, sektörle yakın bir iletişimimiz var. Bu bizi avantajlı kılıyor. İki İstanbul Ticari Odası’nın bir vakfı malumunuz, İstanbul Ticari Üniversitesi. Dolayısıyla odayla üniversitenin iş birliği var. Bu çerçevede herhalde 700 bin üyesi olan bir sivil toplum örgütü ile bir üniversitenin iş birliği halinde olması, o sivil toplum örgütünün dolaylı olsa üniversitesinin olması bizi çok donanımlı kılıyor. Yani sektörde ulaşamayacağımız bir alan yok. Büyük kurumlar, büyük şirketler dahil. Yani öğrencilerimiz istediği zaman biz oralara staja gönderiyoruz. Uygulama imkanları olduğu zaman onlardan destek alıyoruz. Zaten fakültenin eğitimine baktığımız zaman hani uygulamalı eğitim olarak sadece staj olarak ya da araştırma olarak görmemek gerekiyor. Sektörden alanında uzman olan insanları da fakültemize getiriyoruz. Dersler, konferanslar ya da söyleşiler yaptırıyoruz. Bu da öğrencilerimizi donanımlı kılıyor.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü eğitimlerinde teknolojinin rolü nedir?

Teknoloji insanın başını döndürecek bir biçimde hızla ilerliyor. Dönüşüm, değişim, küresel boyutlu olarak farklı sektörler tartışıyor, farklı alanlar tartışıyor ama en çok iletişimciler olarak biz tartışıyoruz. Yaklaşık çeyrek, yaklaşık yarım asırlık dönemde çok farklı bir konuya, alana evrildik. Şimdi teknoloji dediğiniz zaman o geleneksel yapı bir kenara itildi ki teknolojik gelişmelerden malumunuz en çok, en hızlı, en kısa sürede teknolojiyi kullanan alan iletişim alanıdır. Dolayısıyla bu noktada teknoloji nereye gidiyor? 2024’ün dünyasında, Türkiye’sinde teknoloji nerede? Bunu biliyoruz. Teknolojik araç gereçleri öğrencilerimize sunuyoruz, kullanıyoruz bu noktada. Tabii durmayacak. Sanal alem ilerliyor. Teknolojinin insan hayatına, toplum hayatına getirdiği birtakım yenilikler var. Bu yeniliklere göre öğrencinizi hazırlamanız gerekiyor. Öğrencilerimize sordum. Dedim ki, son sınıftaki öğrenciler bize, ”Ne yapıyorsun arkadaşlar?” falan. ”Yaklaşık %70-80’i çalışıyorsun hocam.” dediler. “Ne iş yapıyorsunuz?” dedim. Büyük bölümü dediler ki, ”Sosyal medya danışmanlığı yapıyorum.” dediler. 10-15 yıl önce Türkiye’de deseniz ki sosyal medya danışmanıyım. Öyle bir sektör mü, meslek mi var? Derler. Evet, öyle bir sektör oluştu, meslek oluştu. Niye anlattım bunu? Biz çağı yakalayan bir fakülteyiz, üniversiteyiz, bölümüz. Yani bu anlattığım örnek de gösteriyor ki öğrencilerimizi iyi yetiştirdiğimiz için öğrencilerimiz böyle bir alanda faaliyet gösteriyorlar, iş buluyorlar, sektöre geçebiliyorlar.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü gelecek hedefleri nelerdir?

Dünyada ve Türkiye’de iletişim eğitimi geleneksel medyaya göre örgütlenmiş durumda. Ama biz biliyoruz ki 21. yüzyılla birlikte özellikle 2010’lardan sonra, özellikle 2015’lerden sonra iletişim alanı yeni bir yapıya geçti. Ne yapı? Dijital ortam. Kurumsalın ötesinde bireysel ve gruplar olarak farklı bir alana geçti. Mesela 10-15 yıl önce iletişim alanında küresel boyutlu olarak eğitim, öğretim verenlerin aklına gelmeyen bir olay. Nedir konu? Yeni medya ya da sosyal medya dediğimiz kavram. Bugün sosyal medya, sosyal ağlar kurumsal medyanın tahtını sarsıyor ve onu geçmiş durumda. Ne yapmamız gerekiyor? Türkiye olarak, Türkiye’deki ilişki fakülteler olarak söylüyorum. Bu yeni yapıya ayak uydurmamız gerekiyor. Ve fakülteler, diğer fakülteler de biliyoruz. Bu noktada ne yazık ki çağı yakalayabilen fakülte yok denilecek kadar az. İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi fakülte boyutlu olarak ve yine halkla ilişkiler ve reklamcılık boyutlu olarak ders programımızı buna göre düzenledik. Bu bizi avantajlı kılacak. Bu yönüyle de fakültemiz, bölümümüz inanıyorum ki diğer iletişim fakültelerine örnek olacaktır. Bunun da altını çizmekte yarar var.