Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Şahin Akıncı’ya sorduk
Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şahin Akıncı, İstanbul’un sunduğu kültürel ve akademik imkanlar, geniş burs olanakları ve nitelikli akademik kadro ile öğrencilerin neden bu fakülteyi tercih etmeleri gerektiğini söyledi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şahin Akıncı, Hukuk Bölümüne dair sorularımızı cevapladı.
Hukuk Fakültesinin temel amacı nedir?
Hukuk fakültelerinin genel olarak ifade etmek gerekirse temel amacı nitelikli hukukçu yetiştirmektir. Biz amaç olarak hukukçu yetiştirmeyi hedefleriz, iyi hukukçu yetiştirmeyi hedefleriz. Yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz daha sonra değişik meslek gruplarına, meslek dallarına dağılırlar, ayrılırlar. Ama iyi hukukçu olurlarsa her alanda kendilerine alan bulabilirler, iş bulabilirler. Temel amaç tüm dünyada olduğu gibi bizde de nitelikli hukukçu yetiştirmek ve buna ilave olarak iyi insan yetiştirmektir.
İyi bir hukuk eğitimi için nelere ihtiyaç vardır?
İyi bir hukuk eğitimi için öncelikle iyi bir hukuk eğitimi almak isteyen öğrenciye ihtiyaç var. Yani bunun şuurunda olan, farkında olan, ben iyi hukukçu olmak istiyorum diyen öğrenciye ihtiyaç var. Bu olmazsa olmaz şarttır. Onun dışında hukuk eğitiminde en önemli faktör öğretim üyesidir, hocadır. Nitelikli hocalara ihtiyaç var. Hem hukuku bilen, hem iyi aktaran, hem işini seven ve bunu öğrencilerine aktarmak isteyen hocalara ihtiyaç var. Bu önemlidir. İyi bilim adamı olabilirsiniz ama işinizi sevmiyorsanız ya da öğrenciye doğru bilgileri aktarmak gibi bir derdiniz yoksa iyi bir eğitim elbette ki veremezsiniz. Onun ötesinde hukukta laboratuvar yoktur. Onun yerine kütüphanelere ihtiyaç var, kaynağa ihtiyaç var. O bakımdan İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin kütüphane imkanları iyidir, hoca imkanları da iyidir, akademik kadrosu da nitelikli bir kadrodur. Sunduğu en önemli imkanlar bunlar. Tabii ki fiziki imkanlar önemlidir. İki önemli faktörü tekrar edeyim, hoca ve kütüphane son derece önemlidir hukuk eğitimi açısından.
Öğrenciler neden Hukuk Fakültesini tercih etmeli?
Tarih boyunca bütün dünyada hukuk eğitimi önemli bir eğitim olmuştur. Dolayısıyla hukukçular toplumda çok önemli bir yer işgal ederler. Yaptıkları iş ne olursa olsun, meslekleri ne olursa olsun son derece önemli bir yer işgal ederler. Toplumu yönlendirirler. Toplumu yönlendiren, şekillendiren kişiler genellikle hukukçular olmuştur. O bakımdan toplumda iyi bir yer edinebilmek adına hukukçu olmak şart değil ama önemlidir. Onu ifade etmekte fayda var. Tabi ki insanlar bir üniversiteyi bitirdiği zaman iş güç sahibi olmak ister, kariyer sahibi olmak ister, para kazanmak ister. Hukuk fakülteleri bu alanda öğrencilere çok geniş imkanlar, geniş yelpazeler sunarlar. Hukuk fakültesinin mezunlarının görev yaptığı işte klasik alanlar vardır. Hakimlik, savcılık gibi, avukatlık gibi noterlik gibi hukuk fakültesi bitirmeyenlerin yapamayacağı işler de vardır. Bu bakımdan önemlidir ama bununla da sınırlı değildir. Kamuda pek çok alanda görev almaları mümkündür. Bürokraside pek çok alanda görev almaları mümkündür. Hatta bir kısım hukukçular görüyoruz burada edindiği bilgiyi özel sektöre aktarıyor. Hukuk dışında birtakım işler yapsalar bile burada edindikleri bilgilerle fevkalade başarılı olabiliyorlar. O yüzden sosyal bilimleri tercih edecek olan öğrenciler varsa ve bu alanı da seviyorlarsa elbette ki hukuku tercih etmelerini tavsiye ederim. Ama şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim, hukukçuluk ağır bir sorumluluğu gerektirir. Çünkü adalet dağıtacaksınız, adaletin dağıtımına yardımcı olacaksınız. Hukukçuluk sadece para kazanmak için, zengin olmak için yapılacak bir iş değildir. Dolayısıyla güçlü bir adalet duygusuna da sahip olmak icap eder. Mezun olunca da bunun için elbette mücadele etmek gerekir. Bu mücadeleyi göze alanlara buyurun hukuk fakültesine diyorum.
Hukuk eğitimi ezbere dayalı zor bir eğitim midir?
Kolay bir eğitim değildir. Aslında eğitim kolay değildir. Hangi alana bakarsanız bakın kolay da olmaması belki beklenir ama bizim işimiz hoca olarak kolaylaştırmaktır. Mümkün olduğunca zor yollardan değil, kolay yollardan o bilgileri öğretmeye gayret etmek mecburiyetindeyiz. Kolay değil dedim çünkü hukuk alanında enteresan gelişmeler var. Toplum sürekli gelişiyor ve biz hukukçular olarak onların peşinden koşmak durumundayız. Yeni problemler var. Bunlara çözüm üretmek mecburiyetindeyiz. Bu iyi bir hukuk bilgisini her şeyden önce gerektirir. O bakımdan çok çalışmayı gerektirir. Ama imkânsız değildir elbette. Ezbere mi dayanır? Bu soruyla çok sık karşılaşıyoruz. Ezbere dayanmaz diyemiyorum. Ama ezberdir de diyemem. Neden diyemem? Çünkü her bilim dalında az ya da çok ezber vardır. Matematik mantıktır, muhakemedir. Evet doğrudur. Fen bilimlerinde bu böyledir ağırlıklı olarak. Ama matematikte de ezber vardır. Formüller ezberletilir mesela. Ezber de bir metottur, aşırıya kaçmamak kaydıyla. Hukukta da belli kurumları ezberlemeleri belki gerekebilir ama zannedildiği gibi biz kanunları ezberletmeyiz, kitapları ezberletmeyiz. Temel müesseseleri öğrenmeleri lazım ama onun ötesinde hukuk eğitimi daha çok mantık ve muhakeme işidir. Fakat muhakemeyi yapabilmeniz için bilginizin olması lazım. Bilgisiz muhakeme olmaz, bilgisiz fikir olmaz. Belli bir bilgiyi alacaksınız, sonra muhakeme edeceksiniz, sonra önünüze gelen olayları belli bir metotla, burada öğreneceğiniz metotlarla çözeceksiniz. Dolayısıyla mantığım güçlüdür, olay çözebilirim, bu kabiliyetim vardır diyenler hiç korkmasınlar, çekinmesinler. Elbette bir de kitap okumayı sevmek gerekir.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Lisansüstü Programları nelerdir?
Hukuk fakültelerinde genellikle iki temel alanda yüksek lisans ve doktora yaptırılır. Özel hukuk ve kamu hukuku olmak üzere. Bizde hem özel hukukta hem de kamu hukukunda yüksek lisans imkânımız var. Doktora imkânı şimdilik özel hukukta var. İleride kamu hukukunda da düşünülüyor, planlanıyor. Yüksek lisansta daha üst seviyede, uzmanlık seviyesinde bilgiler veriliyor. Doktora zaten belli bir alanda derinlemesine araştırma yapmak demektir. Yüksek lisansın da üzerinde bir ihtisas olarak doktora eğitimini de veriyoruz.
Öğrenciler neden İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesini tercih etmeli?
Elbette ki öğrenciler arzularına göre, tercihlerine göre farklı farklı fakülteleri tercih edecekler. Burada tercihle dikkate alınacak önemli hususlardan biri şehir tercihidir. Bazıları ailelerinin bulunduğu şehirde okumayı tercih ederler. Bu önemli bir konfor sağlar öğrenciye. Bazıları ayaklarının üzerinde durmak istiyorum, ailemden ayrı bir yerde okumak istiyorum der. İstanbul’daki diğer üniversiteler gibi İstanbul Ticaret Üniversitesi de şehir tercihi noktasında öne çıkar. Neden? Çünkü İstanbul tarihin başkentidir, kültürün başkentidir, turizmin başkentidir, bilimin başkentidir. Dolayısıyla birincisi İstanbul Ticaret Üniversitesi hukuk fakültesinde okumak demek, İstanbul’da okumak demektir. Ben buradan bizim fakültemizi tercih eden, edecek olan öğrencilere şunu söylüyorum, 4 yıl boyunca sadece fakülteye gelip gitmeyin, İstanbul’un bu imkanlarından da istifade edin. Tabii ki ülkemizin her bir şehrinin kendine az güzellikleri vardır, özellikleri vardır. Bulundukları şehrin bu güzelliklerini keşfetmelerini her zaman tavsiye etmişimdir. Ama İstanbul başkadır, İstanbul bir dünya şehridir ve İstanbul’un tabii problemleri de var. Nedir? En önemlisi ulaşım problemidir. Ulaşım noktasında oldukça iyi bir yerdedir. Ulaşım sıkıntısı çekmeyecekleri bir pozisyondadır İstanbul Ticaret Üniversitesi. Bunu belirtmekte fayda var. Onun dışında burs imkanlarımız son derece geniş. Bunu internet üzerinden de araştırabilirler. Maddiyat tabii ki önemlidir. Buna da bakmalarını tavsiye ederim. Bir diğer husus, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin nitelikli bir hoca kadrosu var. Şu anda 8 profesör, 1 doçent, 4 doktor öğretim üyesiyle eğitim öğretimimizi sürdürüyoruz. Bunun dışında başka fakültelerden bir kısım dersleri için çok nitelikli hocalarımızı da davet ediyoruz. 11 tane de araştırma görevlisi arkadaşımız bu eğitimde bizlere destek veriyor. Hoca kadrosuna baktığımız zaman İstanbul Ticaret Üniversitesi Türkiye ortalamasının üzerindedir. Elbette hoca sayısı bizden kat kat yüksek olan fakülteler de var. Daha düşük olanlar da var ama ortalamaya baktığımız zaman bu kadar profesör olan, öğretim üyesi olan fakülte sayısının çok da fazla olmadığını özellikle vakıf üniversiteleri nezdinde söyleyebiliriz. O yüzden hoca kadrosu önemlidir, kütüphane imkanları hukuk eğitimi açısından önemlidir. Tercih etmeleri gereken hususlardan bir tanesi de budur. Ben burada bir tavsiye olarak şunu söylemek isterim. Elbette şimdi gençler internet üzerinden araştırıyorlar, çok meraklılar, istekliler. Bu son derece önemlidir. Bu araştırmayı yaparken lütfen hoca kadrolarına, her fakültenin hoca kadrosuna baksınlar. Ve o hocalar kadrolu hoca mıdır, değil midir? Buna baksınlar. Yoksa misafir öğretim üyesi midir? Çünkü misafir öğretim üyesi bu sene gelir, öbür sene gelmeyebilir. As olan kadrolu hocalardır. Bunu YÖK’ün sitesi üzerinden çok daha rahat bir biçimde, daha doğru bir biçimde tespit edebilirler. Dikkat ettikleri takdirde kadrolu hoca sayılarını görürler. Bir de şunu da internet üzerinden araştırıp öğrenebilirler. Ben medeni hukukçuyum. Evet profesörüm tamam ama acaba ceza hukuku anlatabilir miyim? Hayır anlatamam. Ben acaba iş hukuku anlatabilir miyim? Anlatamam. Dolayısıyla acaba hocalar uzmanlık alanlarıyla ilgili derslere mi giriyorlar yoksa ilgisiz derslere mi giriliyor? Bu fevkalade önemli. Bunu da araştırmalarını tavsiye ederim. Bizim üniversitemizde herkes kendi uzmanlık alanıyla ilgili dersleri verir ve herkes de bütün hocalarımız da kendi alanında rüştünü ispat etmiş hocalardır. O bakımdan İstanbul Ticaret Üniversitesi’ni tercih edebilirler. Dahası bugün pek çok vakıf üniversitesinde aslında benzer şeyler var. Hoca-öğrenci diyaloğu son derece önemlidir ama bizde üst düzeydedir diyebilirim. Rahatlıkla hem derste hem ders dışında hocalarıyla diyalog kurarak kendilerini dersin dışında da yetiştirme imkanına sahip olabilirler. Bunu da ifade etmekte fayda var. Yine son zamanlarda pek çok fakültede, pek çok üniversitede başladığı duruşma salonları yapılıyor. Bizde de var. Bu duruşma salonlarını öğrencilerimiz aktif olarak kullanıyorlar. Yani teorik bilgilerin yanı sıra uygulamaya dönük birtakım bilgileri de orada alma imkanlarına sahip olabiliyorlar. Hatta kendi kendilerine birtakım faaliyetler yaparak, kurgusal duruşmalar yaparak teorik bilgilerini pekiştirme yoluna gidiyorlar. Bunun da önemli bir avantajı olduğunu düşünüyorum.