İstanbul Ticaret Üniversitesi, YÖK’ün gençlerin bağımlılıkla mücadele çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla “Geleceğini Geri Al, Bağımlılıkla Mücadele Et” programını düzenledi. Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Derya Deniz’in konuşmacı olduğu etkinlikte bağımlılığın tanımı, etkileri ve korunma yolları ele alındı.
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) gençlerin bağımlılıkla mücadele konusunda bilinçlendirilmesi çalışmaları kapsamında Üniversitemizde “Geleceğini Geri Al, Bağımlılıkla Mücadele Et” başlıklı farkındalık seminerleri düzenlendi. Sütlüce Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe, Rektör Yardımcısı ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hanifi Parlar, Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Lütfü Çakır, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Derya Deniz, bağımlılık konusunda öğrencilere aydınlatıcı bilgiler verdi.

BAĞIMLILIĞIN TANIMI VE ETKİLERİ
Doç. Dr. Deniz, bağımlılığın yalnızca bir alışkanlık değil, nörolojik bir rahatsızlık olduğunu vurgulayarak, bağımlılığın bireyin hayatını olumsuz etkileyen, vazgeçilemeyen bir davranış ya da madde kullanımı süreci olduğunu söyledi. Doç. Dr. Deniz, “Bağımlılık kişinin sosyal, duygusal ve ekonomik yaşamını zedeleyen çok boyutlu bir sorundur” dedi.
DAVRANIŞSAL VE KİMYASAL BAĞIMLILIKLAR
Doç. Dr. Deniz, bağımlılık türlerini kimyasal ve davranışsal bağımlılıklar olarak ikiye ayırarak tütün, alkol ve uyuşturucu maddelerin yanı sıra internet, sosyal medya, alışveriş ve kumar bağımlılıklarını da ele aldı. Doç. Dr. Deniz, Türkiye’de özellikle gençler arasında ekran süresinin Avrupa ortalamasının üzerinde olduğuna dikkat çekti.

RİSK FAKTÖRLERİ VE KORUYUCU UNSURLAR
Bağımlılığa yol açan etkenler arasında travmatik yaşantılar, aile içi sorunlar, ergenlik döneminde akran baskısı ve genetik yatkınlık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Deniz, koruyucu faktörlerin ise aile içi samimiyet, güçlü sosyal bağlar, olumlu rol modeller ve kültürel-sportif faaliyetlerin bulunduğunu ifade etti. Doç. Dr. Deniz, “En iyi korunma yöntemi hiç başlamamaktır” ifadesiyle önleyici tedbirlerin önemine dikkat çekti.
