
İstanbul Ticaret Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (Ticaret TÖMER) tarafından düzenlenen “Ortak Türk Alfabesi Bilgilendirme ve Farkındalık Çalıştayı”nda, Türk dünyasında ortak bir yazı sistemine geçiş süreci ele alındı. Akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte; alfabelerin tarihsel gelişimi, ortak alfabenin önemi ve gelecekteki adımlar değerlendirildi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezinin (Ticaret TÖMER) üçüncüsünü düzenlediği Dil ve İletişim Atölyeleri kapsamında Ortak Türk Alfabesi Bilgilendirme ve Farkındalık Çalıştayı düzenlendi. Etkinliğe, Ticaret TÖMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ülkü Akçay, Dr. Öğretim Üyesi Zebiniso Kamalova, Öğr. Gör. Eyüp Tugay Bahar, Sinem Büyükkahraman, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Türklerin tarih boyunca kullandığı alfabelerin ele alındığı çalıştay, Sütlüce Yerleşkesi A606 salonunda gerçekleşti.
TÜRKÇENİN YAZILI TARİHİ VE KÖKTÜRK ALFABESİ
Çalıştayda konuşan Sinem Büyükkahraman, Türkçenin yazılı tarihine ışık tutarak, ilk Türkçe kelimelerin Çin ve Bizans kaynaklarında geçtiğini, ancak Türklerin sistematik olarak kullandığı ilk alfabenin Köktürk alfabesi olduğunu belirtti. 38 harften oluşan alfabede ünlü harflerin bazı sesleri bir arada temsil ettiğini vurgulayan Büyükkahraman, özellikle O-U ve Ö-Ü seslerinin yazıda birbirinden tam olarak ayrılamamasının tarihsel metinlerde farklı okumalara yol açtığını ifade etti.
TÜRKLERİN YAZI SİSTEMLERİNDEKİ DEĞİŞİMLER
Türklerin yazı sistemlerinde zaman içinde değişimler yaşandığını belirten Büyükkahraman, Köktürk alfabesinin ardından Uygur alfabesinin benimsendiğini ve bu alfabenin Maniheizm ve Budizm etkisiyle şekillendiğini dile getirdi. Arap alfabesine geçişle birlikte yazı geleneğinde farklılıklar oluştuğunu kaydeden Büyükkahraman, Kutadgu Bilig gibi önemli eserlerin hem Arap hem de Uygur harfleriyle yazılmış nüshalarının bulunduğunu hatırlattı. Uygur alfabesinin uzun yıllar boyunca kullanımda kaldığını ve Osmanlı döneminde dahi belirli alanlarda tercih edildiğini belirtti.
ORHUN ABİDELERİNDEN MACARİSTAN’A UZANAN TÜRK YAZI GELENEĞİ
Konuşmasında Türk yazı sistemlerinin coğrafi yayılımına da değinen Büyükkahraman, Orhun Abideleri’nin yalnızca Moğolistan’da değil, Kırgızistan’dan Macaristan’a kadar geniş bir alanda taşlara kazındığını ifade etti. Yazılı belgelerde Türkçeye özgü seslerin, alfabelerin evrimiyle birlikte farklı biçimlerde temsil edildiğini vurgulayan Büyükkahraman, bu durumun Türkçenin gelişim sürecine dair önemli ipuçları sunduğunu söyledi.
ORTAK TÜRK ALFABESİ VE TARİHSEL SÜRECİ
Çalıştayın ikinci bölümünde Öğr. Gör. Bahar, tarih boyunca farklı Türk topluluklarının kullandığı alfabelerden bahsederek, ortak alfabe oluşturma sürecinin geçmişi ve bugünkü durumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
BAKÜ KONGRESİ VE ORTAK ALFABE FİKRİ
Öğr. Gör. Bahar, Türklerin tarih boyunca ondan fazla yazı sistemi kullandığını belirterek, bu alfabelerin coğrafi ve kültürel etkenler doğrultusunda şekillendiğini ifade etti. Ortak Türk alfabesi fikrinin aslında uzun yıllara dayanan bir geçmişi olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Bahar, 1926’da Bakü’de toplanan Türkoloji Kongresi’nde Latin esaslı ortak bir alfabe oluşturma fikrinin gündeme geldiğini ve bunun dönemin Sovyetler Birliği tarafından da desteklendiğini hatırlattı. Ancak bu süreçte bazı siyasi nedenlerle alfabe değişikliklerinin yaşandığını ve Türk topluluklarının farklı yazı sistemleri kullanmaya devam ettiğini ifade etti.
1991 İSTANBUL SEMPOZYUMU VE ALFABE BİRLİĞİ ÇALIŞMALARI
1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından İstanbul’da Marmara Üniversitesinde düzenlenen “Milletlerarası Çağdaş Türk Alfabeleri Sempozyumu”na değinen Bahar, bu toplantıda ortak alfabe oluşturulması için atılan adımların önemine dikkat çekti. Türk dillerindeki fonetik farklılıklara rağmen, alfabenin ortak sesleri yansıtacak şekilde oluşturulması gerektiğini belirten Öğr. Gör. Bahar, bugüne kadar yapılan çalışmalarda bir çerçeve alfabe oluşturulduğunu ancak farklı Türk dillerinin özel karakterlerini içeren bir sistemin de geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
2024 BAKÜ TOPLANTISI VE GÜNÜMÜZDE ORTAK ALFABE ÇALIŞMALARI
Öğr. Gör. Eyüp Tugay Bahar, 2024 yılında Bakü’de gerçekleştirilen ve Türk Devletleri Teşkilatının öncülüğünde düzenlenen toplantıda ortak alfabenin yeniden ele alındığını belirtti. Günümüzde, ortak alfabenin temel harfler üzerinden şekillendiğini ancak her Türk halkının kendi ihtiyaçlarına uygun harfleri ekleyebileceği bir sistem olarak düşünüldüğünü ifade etti. Türk Dil Kurumunun da bu konuda açıklamalar yaptığını hatırlatan Öğr. Gör. Bahar, ortak alfabenin Türkiye’de mevcut Latin alfabesinin yerine geçmeyeceğini, sadece bir rehber niteliğinde olacağını vurguladı.
ORTAK ALFABENİN TÜRK DÜNYASINA KATKISI
Çalıştayda ortak Türk alfabesinin Türk dünyasında ortak iletişimi güçlendireceği, akademik ve kültürel iş birliklerine katkı sağlayacağı üzerinde duruldu. Katılımcılar ortak alfabenin Türk dünyasının tarihsel bağlarını yeniden güçlendireceğini vurgularken, Ticaret TÖMER’in düzenlediği Dil ve İletişim Atölyeleri kapsamında benzer etkinliklerin devam edeceği bilgisi paylaşıldı.