Türkiye’deki göçmenlerin yerleşme ve toplumsal uyum süreçleri, Üniversitemizde düzenlenen Uluslararası Göç Semineri’nde ele alındı. Seminerde, göçün mekânsal, sosyal ve hukuki boyutları uzmanlar tarafından tartışıldı.
Üniversitemizin Sosyoloji Bölümü ve Sosyoloji Topluluğu tarafından düzenlenen Uluslararası Göç Semineri, Sütlüce Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Göçmenin Yer(li)leşme Sorunu ve Farklı Toplumsal Dinamikleri başlığıyla düzenlenen seminerde, göç olgusunun mekânsal ve toplumsal boyutları, alanında uzman isimler tarafından ele alındı. Seminerin moderatörlüğünü İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Poyraz üstlendi. Etkinlik, öğrenciler, akademisyenler ve misafirler tarafından takip edildi.
GÖÇ OLGUSUNUN TOPLUMSAL ETKİLERİ
Prof. Dr. Mustafa Poyraz, seminerin açılış konuşmasında göç olgusunun bireyler ve toplumlar üzerindeki derin etkilerine dikkat çekti. Göçmenlerin eski ve yeni kimlikleri arasında yaşadığı dönüşüm sürecine değinen Prof. Dr. Poyraz, göç sürecinde ekonomik, sosyal ve siyasal dinamiklerin belirleyici olduğunu ifade etti. Göçün uluslararası ölçekte giderek daha karmaşık bir yapıya büründüğünü vurgulayan Prof. Dr. Poyraz, göç olgusunu anlamak için teori ve pratiğin birlikte ele alınması gerektiğini belirtti.
AFGAN GÖÇMENLERİN TÜRKİYE’DEKİ MÜCADELESİ
Seminerin ilk konuşmacısı olan Fransız antropolog Leo Lefort, “Misafirlikten Yerliliğe mi? İstanbul’daki Afgan Göçmenlerin Hareket Alanındaki Belirsizlikler” başlıklı sunumuyla Afgan göçmenlerin Türkiye’deki günlük yaşamlarına, hukuki statülerine ve sosyal adaptasyon süreçlerine odaklandı. Lefort, Afgan göçmenlerin göç yollarında karşılaştıkları risklere ve Afgan göçmenlerin hukuki belirsizlikler ve ekonomik zorluklar nedeniyle yaşadıkları izolasyona dikkat çekti.
ESENYURT’TAN GÖÇ VE UYUM ÖRNEKLERİ
Seminerin ikinci konuşmacısı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Esenyurt Sosyal Hizmet Merkezi’nden Uzman Sosyolog Songül Demirel oldu. “Göçmenin Mekâna Tutunması ve Komşuluk İlişkileri” başlıklı konuşmasında, sahadaki gözlemlerini paylaşan Demirel, özellikle Esenyurt’ta Suriyeli göçmenlerin mekâna nasıl adapte olduklarını ve Türklerle kurdukları sosyal ilişkilerin olumlu örneklerini aktardı. Esenyurt’un yoksul kesimlerin ve iç göçle gelen vatandaşların yoğunlaştığı bir bölge olduğuna dikkat çeken Demirel, Suriyeli göçmenlerin zamanla Türk komşularıyla dayanışma ağları oluşturduğunu ve kent dokusuna entegre olduklarını belirtti.
UYUM GÖRÜLMEYE BAŞLADI
Demirel, göçmenlerin uyum süreçlerinde eğitim ve barınma gibi sorunların başta büyük zorluklar oluşturduğunu ancak yıllar içinde bu problemlerin aşıldığını ifade etti. Suriyeli ve Türk komşuların ortak kültürel unsurlar üzerinden uyum sağlamaya başladığını söyleyen Demirel, “Göçmenlerin toplumla kaynaşma sürecinde kültürel alışverişin önemi büyük.” dedi.
MEKÂN VE GÖÇMENLERİN KALICILAŞMA SÜRECİ
Seminerin son konuşmacısı, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. İhsan Çetin DE “Göçmenlerin Yerlileşme ve Kalıcılaşma Sürecinde Sosyo-Mekânsal Boyut” başlıklı sunumuyla göçmenlerin mekânsal yerleşim süreçlerini ele aldı. Doç. Dr. Çetin, göçmenlerin yerleştikleri mekânlarda yalnızca fiziksel bir varlık oluşturmadıklarını, aynı zamanda kültürel izler bırakarak o mekâna aidiyet geliştirdiklerini ifade etti. Doç. Dr. Çetin, düşük kira bedelleri ve sosyal dayanışma gibi faktörlerin, göçmenleri belli bölgelerde kümelenmeye yönelttiğini belirterek, “Bu kümelenmeler toplumsal ayrışma ve gettolaşma riskini de beraberinde getirebilir” dedi. Seminer, soru-cevap bölümüyle sona erdi.