
2018 yılı İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı bölümü mezunuyum. İstanbul Ticaret Üniversitesinin bana kattığı birçok şey var ama benim için en önemlisi hocalarımızla aramızda olan samimiyet, arkadaşlık ilişkisidir. Bir hocanın yapabileceği en güzel şeyi onlar yaptı. Stresli günlerimizde, sınav zamanlarımızda bizleri rahatlattılar hayatımızla ilgili vermemiz gereken kararlarda bile bize hep yol gösterdiler. Özellikle canım Zafer Hocam harika bir insan, arkadaş, hocadır.
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin İletişim Fakültesine kattığı imkânlar çok fazlaydı. Özellikle diğer birkaç üniversite ile kıyaslayınca gözle görülür durumdaydı. Stüdyolarımızda rahatça çekimler yapabildik ve dışarıda çekmemiz gereken video veya fotoğraf için stüdyodan malzemeler kiralayabiliyorduk. Radyo bölümünde stüdyoda stajyerlik yapan bir arkadaşım bile vardı. Kütüphaneyi sınırsız bir şekilde kullanıyorduk. Vize ve final öncelerinde kütüphanede günlerce ders çalışıp veya kurgu yapıp sabahlıyorduk çünkü kütüphanenin bize sağladığı imkânlar çoktu. Kitap çeşitliliğinde zaten bahsetmiyorum sınırsızdı. 2018 yılında mezun oldum. Ben zaten üniversite de okurken 3. Sınıftan itibaren Türkiye’nin en iyi kanalında uzun dönem stajyerlik yaptım. Okulda öğrendiğim bilgilerimi stajyerlik yaparak kendimi daha da geliştirdim daha sonrasında bir hocamın yönlendirmesiyle İrlanda’ya eğitim almaya gittim ve kısa bir süre İrlanda’da reklam ajansında stajyerlik yaptım. Türkiye’ye döndüğümde ise iyi bir Reklam Ajansında Grafik tasarım alanında çalışma hayatıma devam ettim. İş hayatına stajyerlikten itibaren adım attığımda tasarım programlarını rahatça kullanabiliyordum çünkü derslerimizde tasarım programlarını kullanıyorduk ve sınavlarımız çoğunlukla uygulamalı oluyordu. Sınavlar uygulamalı olacağı için bol bol pratik yapıp çalışıyorduk bu sayede iş hayatında bir adım daha öndeydik. Stajyerlikte de öğrendiklerimizi ispat edip bilgimize bilgi kattıktan sonra stajyerlik sonrası işe giriş ve iş hayatım daha kolay geçti. Takıldığım, yorulduğum, zorlandığım yerler zaman zaman oluyordu ancak işin içinden çıkamadığım zamanlarda görüştüğüm hocamı arayıp bilgi bile alıyordum nasıl yapabilirim, nasıl olur vs diye sorular soruyordum. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini çekmediler ne zaman arasam, bilgi istesem ulaşabildim.
Açıkçası ben çok tembel, çalışmayan, disiplinsiz bir lise öğrencisiydim. Lisede sınıfta bile kalmıştım. Üniversiteye ilk girdiğimde burssuz ücretli olarak girmiştim ailemin benden çok bir beklentisi yoktu. Üniversitenin ilk gününden eğitimli, donanımlı hocalarımızı ve uygulamalı eğlenceli dersleri de görünce tamam dedim bu okul diye emin oldum. O kadar çok sevmiştim ki 1. Sınıfın ikinci döneminden sonra başarı bursu elde etmiştim ve koskoca 4 seneyi Görsel İletişim Tasarım bölümü üçüncülük ile bitirdim. İstanbul Ticaret Odası destekli olduğumuz için oraya gidip İbrahim Çağlar ile görüşmek istemiştim, randevusuz gitmiştim beni direkt yanına aldı. Kendisinden fikirler almıştım, yol göstermesini istemiştim. O kadar işinin arasında benimle saatlerce konuşmuştu ve beni dinlemişti. Bu kadar güzel bir imkânı da üniversitem sayesinde elde etmiştim. Toprağı bol olsun, mükemmel insan seni ve fikirlerini asla unutmayacağım.
Şimdi orada okuyan arkadaşlarıma verebileceğim en iyi tavsiye çok sevin ve peşinden gidin. Başarmak içinde sevmemiz gerekiyor. Erasmus yapın, work and travel yapın, imkânları sonuna kadar kullanın. Çekinmeden, utanmadan, isteklerinizi söyleyin! Karşınız da bu imkânları karşılayacak harika bir okulunuz var… Bir daha üniversite yıllarınıza ve yaşınıza geri dönemeyeceksiniz o yüzden sonuna kadar size verilen tüm imkânlarınızı kullanın.
Nazlıhan Topaloğlu