İstanbul Ticaret Üniversitesi Yapay Zekâ ve Hukuk Topluluğu’nun ilk etkinliği, “Yapay Zekâ ve Ceza Hukuku Uygulama Kitabı” kitabının yazarlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Etkinlikte, yapay zekânın hukuk alanında yarattığı dönüşüm, etik ilkeler ve ceza hukuku sorumluluğu akademik bir perspektifle ele alındı.
Üniversitemizde bu yıl kurulan Yapay Zekâ ve Hukuk Topluluğu, ilk etkinliğini Sütlüce Sâdâbâd Kampüsü Sâdâbâd Salonu’nda düzenledi. Etkinliğin konukları, “Yapay Zekâ ve Ceza Hukuku Uygulama Kitabı” adlı eserin yazarları Dr. Öğr. Üyesi Buket Abanoz Öztürk, Arş. Gör. Metehan Hepvar ve Arş. Gör. Umur Aksakal oldu. Etkinliği öğrenciler takip etti.

“YAPAY ZEKÂ, HUKUKUN YENİ TARTIŞMA ALANI”
Açılış konuşmasını yapan Dr. Öğr. Üyesi Buket Abanoz Öztürk, topluluğun kuruluş amacına ve yapay zekânın hukukla ilişkisine değindi. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde ilk kez bu alanda bir öğrenci topluluğu kurulduğunu vurgulayan Dr. Abanoz Öztürk, yapay zekânın yalnızca teknolojik bir gelişme olmadığını aynı zamanda karmaşık hukuki sorunları da beraberinde getirdiği ifade etti. Yapay zekâ temelli araçların kullanımından doğan zararlarda programcı, üretici ve kullanıcının sorumluluğuna değinen Dr. Abanoz Öztürk, hareket yeteneği, kusur yeteneği, (özgür) irade, akıl ve bilinç sahibi olup olmadığı gibi ölçütlerden hareketle yapay zekânın sorumlu tutulup tutulamayacağını da tartışmaya açtı.
“21. yüzyılda bilgisayar kullanmayan bir avukat düşünülemeyeceği gibi, yapay zekâ araçlarını bilmeyen bir hukukçunun da düşünülemeyeceği bir döneme giriyoruz” diyen Dr. Abanoz Öztürk, konuşmasında yapay zekânın tarihsel gelişimini, 2024 yılında yürürlüğe giren Avrupa Birliği Yapay Zekâ Tüzüğünü ve bu alandaki regülasyon çalışmalarını öğrencilerle paylaştı.

“YAPAY ZEKÂ HUKUKUN KAVRAMLARINI DÖNÜŞTÜRÜYOR”
Etkinlikte konuşan Arş. Gör. Metehan Hepvar, yapay zekânın hukuk sisteminde yarattığı değişimlere değindi. Hepvar, “Bugün kişilik, mülkiyet gibi Roma’dan beri süregelen kavramları bile yeniden tanımlamak gerekebilir. Bu nedenle hukukçuların teknolojiyi doğru anlaması büyük önem taşıyor.” dedi.
Hazırladıkları kitapta otonom araç kazalarından cerrahi robotların yanlış tedavi önerilerine, ön yargılı algoritmalardan hakaret içerikli mesajlar yazan sohbet robotlarına kadar kamuoyunda geniş yankı uyandırmış 11 farklı vaka üzerinden üreticinin, programcının ve kullanıcının ceza sorumluluğunun değerlendirildiğini belirten Hepvar, “Eser, aynı zamanda bu konuda Türkçe literatürdeki ilk uygulama kitabı olma özelliğini özelliği taşıyor” ifadelerini kullandı.

GERÇEK OLAYLARDAN HUKUKİ SORGULAMALARA
Programda söz alan Arş. Gör. Umur Aksakal, kitapta yer alan altı farklı olay üzerinden yapay zekânın doğurduğu güncel hukuki sorunları anlattı. Amazon’un işe alım algoritmasının ayrımcılığa yol açması, Microsoft’un “Tay” adlı sohbet robotunun ırkçı söylemler üretmesi ve yüz tanıma sistemlerinin hatalı eşleşmeleri gibi örnekler üzerinden ilerleyen Aksakal, “Bir yazılımın hatalı kararından kim sorumlu olacak? Programcı mı, kullanan kişi mi yoksa üretici mi?” sorularını gündeme taşıdı.
Aksakal ayrıca üretken yapay zekâyla üretilen şiir, hikâye veya roman gibi çıktıların ortaya çıkardığı tartışmalara da değinerek, “Bir yapay zekânın yazdığı şiir ya da ürettiği görsel bir eser sayılabilir mi, sayılırsa kime ait olur?” sorusunun hukuk dünyası için yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu ifade etti.
Etkinlik, soru-cevap bölümüyle devam etti. Öğrenciler, yapay zekânın hukuk mesleklerine etkisi, etik sınırları ve yargılama süreçlerinde insan kontrolünün önemi üzerine sorular yöneltti. Program, topluluk üyeleri ve konukların yer aldığı fotoğraf çekimiyle tamamlandı.
